TWSB – Chapter 70: There are no evil divine items in the world (4)
‘Please take a good look. It looks as if the divine item is trying to choke the young lady’s neck.’ I was so shocked by the author’s method of dealing Continue Reading →
‘Please take a good look. It looks as if the divine item is trying to choke the young lady’s neck.’ I was so shocked by the author’s method of dealing Continue Reading →
Bir ejderha ölmüştü. Hayır, öldürülmüştü. Bu gerçeği duyduğunda Cale’in aklından bir konuşma geçti. Eruhaben, Cale’in Ejderha Katilleri ve Ejderhalar arasındaki ilişkiyi bilmediğini düşünüyordu, ancak Cale bunu çoktan biliyordu. Clopeh Sekka. Continue Reading →
“Fakat koordinatlar olsa bile, saray içinde onaylanmamış büyünün kullanılmasını önlemek için savunma mekanizmaları olmalı.” Rosalyn, Cale’in planı hakkında yorum yaptı. Askosan ve Norland sihir konusunda pek usta olmasalar bile, yine Continue Reading →
Ejderha melezi buna inanamadı. Tuhaf bir gülümsemeyle, titreyen dudaklarını büktü. “Ölüm daha huzurlu olacaksa neden beni hemen öldürmek yerine bunu söylüyorsun?” “Huzur içinde ölmeni istemiyorum.” Cevap veren ses acımasız ve Continue Reading →
“What should we do, your highness?” Alberu grabbed the armrest with his hands that had been brushing his face after hearing Tasha’s question. The Prime Minister of Caro Kingdom, who Continue Reading →
Ejderha melezi gökten bir tüymüş gibi düşmeye başladı. Cale ona doğru yürüyordu. Ancak, önce başka biri tarafından durduruldu. “Leydi Rosalyn.” Rosalyn, Cale’e baktı. O sırada yere düşen bir şeyin sesini Continue Reading →
Yerden yüzlerce taş mızrak belirdi ve göğe doğru fırladı. Işığa doğru ilerlerken Cale’in iradesini ve önceki sahiplerinin iradesini takip ediyorlardı. “Bu taşlar da nereden…?!” Taş mızrakların göğe doğru yöneldiğini gören Continue Reading →
Cale konnte sehen, wie Choi Han nach jemanden griff, als der schwarze Drache berichtete, dass er eine Person gefunden hätte. Es war die Person, von der der schwarze Drache berichtete, Continue Reading →
Yıldırım. Yağmur. Rüzgâr. Dünyayı yok etmeye çalışan birçok doğal unsur vardı, ancak hiçbiri bunu başaramadı. Toz olsun, çamur olsun, toprak hala üzerindeki her şeyi taşıyabilecek kadar güçlüydü. O toprak hareket Continue Reading →
Jonathan went to the town square and found Chester. It wasn’t hard to . . . one only needed to follow the sounds of a mandolin and disgruntled listeners. He Continue Reading →
