چپتر ۳۹: ثابت بودن (۶)
بنگ! در سالن مهمونی بار دیگه محکم بسته شد. تیلور استان، با وجود اینکه روی ویلچر بود، لباسهای لاکچری و مناسب مهمونی پوشیده بود و لبخند پرآرامشی بر لب داشت. کشیش Continue Reading →
Foreign translation of Trash of the Count’s Family
بنگ! در سالن مهمونی بار دیگه محکم بسته شد. تیلور استان، با وجود اینکه روی ویلچر بود، لباسهای لاکچری و مناسب مهمونی پوشیده بود و لبخند پرآرامشی بر لب داشت. کشیش Continue Reading →
‘İmparatorluk Prensi başkentte değil mi?’ Cale, çenesiyle Billos’u işaret etti. “Açıkla.” İmparatorluk hakkındaki bilgileri gözden geçirecek zamanı olmamıştı. Şimdi dikkatlice dinleme zamanıydı. * * * “…Yani, bana söylediğin şey…” Billos’un Continue Reading →
Toonka, der einen wahnsinnigen Blick in seinen Augen hatte, hatte einen Baseball Schläger in seiner Hand, der bedrohlich Geräusche macht, als er durch die Luft geschwungen wurde. Cale hatte keine Continue Reading →
Cale wollte Toonkas lächelndes Gesicht nicht sehen. Jedoch begann Amiru ruhig zu erklären. „Bob ist vom Whipper Königreich. Er ist von einem kleinen Dorf am Meer und ist zum Fischen Continue Reading →
“…Ona ulaşamıyorum bile.” Şu anda veliaht prens Alberu ile temas kuramıyordu. Cale’in aramalarından bilerek kaçınmıyordu. Sadece hattının meşgul olduğu söylenip duruyordu. ‘Ne halt ediyor ki görüntülü iletişim cihazı sürekli meşgul?’ Continue Reading →
Cale’in kara kitaptaki bakışları Mary ve Obante’ye döndü. Mary konuşmaya başladı. “…Acıktım, hayır, güçlenmek istiyorum.” Cale’in buna verebileceği tek bir yanıt vardı. “Başla o zaman.” Gidip bir şeyleri arındırmanın zamanı Continue Reading →
Cale descendit du carrosse une fois arrivé au village de Harris, le village le plus proche de la Forêt des Ténèbres. Ses pensées une fois arrivé sur place furent simples. Continue Reading →
“…Nasıl istersem mi?” Cale, normal sakinliğine dönen GPS benzeri sese başını salladı. “Evet. Hepsini al ya da başkalarıyla paylaş umurumda değil. Ne istersen onu yap.” Mary, Cale ile ağaç gövdeleri Continue Reading →
Böyle mutlu bir şekilde gülmek güzeldi. Cale, Rosalyn’in kendisi gibi yüksek sesle güldüğünü, Eruhaben’in kıkırdadığını ve diğer herkesin kafası karışmış göründüğünü gördükten sonra gülmeye devam etti. “Hahahaha- ha!” Aniden durmadan Continue Reading →
Sessizlik çöktü. Bunun nedeni, Adin’in onun ellerinden ölmeden önce ölmesinin yazık olacağını söylediğinde Cale’in çok kötü görünmesiydi. Ancak bu sessizlik kısa sürede bozuldu. – Ha, hahaha- Görüntülü iletişim cihazından kahkahalar Continue Reading →
