Cale’e doğru gülümseyerek giden Kadim Ejderha Eruhaben, Cale’in ifadesini görünce irkildi. Cale elini Eruhaben’e uzatırken umursamadı. “…Ne istiyorsun?” Eruhaben, Cale’in ondan ne istediğini bilmiyordu. Cale karşılık verdi. “Ah, bilmiyormuş numarası Continue Reading →

“Eruhaben-nim.” Cale uyanalı iki gün olmuştu. Cale, kadim Ejderhanın adını bir kez daha seslendi. “Antik eser-” “Kapa çeneni.” Eruhaben, Cale’i görmezden geldi. “Hayır, gerçekten-” “İnsan, kapa çeneni!” Bir parça et, Continue Reading →

“Onu buraya yatırabilirsin.” Bud bir yatağı işaret etti ve Choi Han sırtındaki kişiyi oraya bıraktı. Ron Molan kişiyi ve yatağı çabucak düzeltti. “Mm.” Paralı Asker Kralı alçak bir inilti çıkardı. Continue Reading →

Ancak, kendisine doğru hızla uçan Raon, On ve Hong’a karşı ne tür bir ifadeye sahip olması gerektiğini bilmese de, Cale’in yüzünde yavaş yavaş bir ifade belirmeye başladı. Dudaklarının kenarları yavaş Continue Reading →

Tapınağın tavanından siyah sıvı damlamaya devam ediyordu. Öte yandan, Cale’in elinin üzerinde yıldırımlar yavaş yavaş toplanıyor ve güçleniyordu. – …Ateş denizi! Cimrinin heyecanlı sesini duyabiliyordu. Aynı anda Rüzgâr Elementallerinin seslerini Continue Reading →

“…Ne kadar yorucu.” Cale eliyle omzunu sıvazladı. Haris Köyü. Cale, Harris Köyüne seyahat etmişti. Kimseye söylemeden kendi başına gelmişti, bu yüzden şu anda Lordun Şatosunda kaos olabilirdi… “Hepsi sahte. Yani, Continue Reading →

Gözlerini açar açmaz tanımadığı birini gördü. ‘Bu kim?’ Ergenlik çağında gibi görünen genç bir çocuktu. Cale ile göz göze geldiğinde gözleri kocaman açıldı. “Oh Lordum. Her zamankinden farklı olarak hemen Continue Reading →

Orman, Kuzey, merkez bölge ve çöl. Bunların hepsi tavandaki eserde gözüküyordu. Sadece şu anki Roan Krallığının bulunduğu yer. Sadece kıtanın kuzeydoğu bölgesi çizimlerde bulunmuyordu. ‘Bir şey garip.’ Cale, Kırılmaz Kalkanın Continue Reading →

Cale’in zihni aniden sakinleşti. Antik güçlerin eski sahiplerinin savaşmak zorunda olduğu düşman. Cale o kişiyi sormuştu ama henüz kimse ona cevap vermemişti. Svoooooosh- Svoooooosh- Tapınağın dışında esen rüzgârı duyabiliyordu. Öte Continue Reading →

“Burada daha ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?” Bud Illis güverteye çöktü ve yana baktı. Dev bir kaya gibi hareketsiz duran birini görebiliyordu. ‘…Böyle bir şeyin olmasını beklemiyordum.’ Bud’ın ifadesi tuhaflaştı. Ron Continue Reading →