چپتر ۳۰: تو (۵)
چوی هان و لاک. پشت چوی هان رزالین بود. این سه نفر وارد اتاق کیل شدن. ”هانس. برو یه چیزی برای نوشیدن بیار.“ ”ببخشید؟ اه، الان میارم!“ کیل اجازه نداد هانس Continue Reading →
Foreign translation of Trash of the Count’s Family
چوی هان و لاک. پشت چوی هان رزالین بود. این سه نفر وارد اتاق کیل شدن. ”هانس. برو یه چیزی برای نوشیدن بیار.“ ”ببخشید؟ اه، الان میارم!“ کیل اجازه نداد هانس Continue Reading →
کالسکه کیل با آرامش به سمت جنوب پایتخت حرکت کرد. هوئیس، پایتخت پادشاهی روآن بود. مردم به وضوح مشغول آماده شدن برای جشن تولد پیش رو بودن. کیل از پردهای Continue Reading →
Cale belerakott néhány holmit egy mágikus táskába, és a küzdőtérre ment. A rezidencia földalatti küzdőtere. Henituse Gróf tartománya híres volt a gazdagságáról, de ezt a gazdagságot a katonai erő támogatta. Continue Reading →
Eine Woche später stieg Cale aus der Kutsche aus. Die Kutsche, aus der er ausstieg, hatte die goldene Schildkröte der Henituse Familie als ihr Wappen. -Es ist eine Weile her. Continue Reading →
“Neden parayı atmak…?” Kadim Ejderha Eruhaben gelişigüzel bir şekilde Raon’a karşılık verdi. “Ben de dünyayı merak ederken çok para harcadım. Gerektiğinde çok para kullanmak da iyi bir deneyim.” Cale, bu Continue Reading →
Cale, hizmetçisi Ron’un ona söylediklerini hatırladı. ‘Arm’ın şube müdürleri normal üyelerden farklı olarak, üzerinde bir beyaz yıldız, beş kırmızı yıldız ve siyah bir tüy iğnesi olan bir üniformaya sahipler.’ Arm’ın Continue Reading →
Cale bir çatının üzerinde durup aşağı baktı. Choi Han’ın sesini duyabiliyordu. “Beklendiği gibi, Paralı Askerler Loncası binası, gece bile aydınlık.” Bugünkü yağmalamanın yeri hareketliydi. Leeb-An Şehrinin Paralı Askerler Loncası binası Continue Reading →
Maceracılara Leeb-An Şehri hakkında soru sorarsanız bu şekilde yanıt verirler. ‘Maceraların başladığı şehir, macerayı seven şehir!’ Leeb-An Şehri, macera arzunuzu harekete geçiren bir yerdi. Bir kez alışınca iyiydi ama ilk Continue Reading →
Cale se mit à réfléchir. ‘Est-ce que je m’enfuis ?’ Mais les pupilles de cette Baleine regardaient droit vers lui. Il semblait aussi mettre de la force dans ses mains, Continue Reading →
İleri. Bu kelime Choi Han’ın ciddi ifadesini daha da ciddi hale getirdi. Emir ile birlikte aurasını daha da güçlü bir şekilde harekete geçirdi. “B, b, bu-” Eylem Lideri düzgün konuşamadı. Continue Reading →
