TWSB – Chapter 161: So that love and steps don’t get tangled (1)
We had time to rest well because we arrived at the Blanquer Lord’s Castle two days before the masquerade. Thanks to that, I was able to proceed with the things Continue Reading →
We had time to rest well because we arrived at the Blanquer Lord’s Castle two days before the masquerade. Thanks to that, I was able to proceed with the things Continue Reading →
The two of them could not help their overwhelming emotions regardless of Cale looking unsettled. “Sooooob-!” “Sob, sob-” Cale ended up opening his mouth to speak because it looked like Continue Reading →
Cale, çağrıyı cevaplamadan önce gözleriyle Bud’a işaret etti. Bud hemen yaşlı adama doğru yürüdü. “Efendim, neden gün batımını izlerken güzel bir sohbet etmiyoruz?” “Hmm? Ne tür bir sohbet?” Yaklaşan gece Continue Reading →
Takım lideri Lee Soo Hyuk. Cale onu düşünmeye başladı. Kim Rok Soo’nun çalıştığı şirketin, takım lideri Lee Soo Hyuk olmasaydı hiçbir değeri olmazdı. Takım lideri Lee Soo Hyuk, Kore yetenek Continue Reading →
Choi Han’ın, söyleyecek söz bulamayacak durumda olan Cale’e bakışları sertti. Cale ne derse desin sarsılmamak konusunda kararlı ya da tabiri caizse inatçı görünüyordu. “…Sen-” Ağzını zar zor açmayı başaran Cale, Continue Reading →
‘Sadece ileriye bak. Sadece ileriye bakacağım.’ Avcı Bobe’un sırtına odaklanan Cale’in omuzları kıvrılmıştı. ‘Bunun beni büyülemek için kaybettiğim bir yakınımın sesi olacağını düşünmüştüm, peki neden bana öyle yapmıyor?’ Cale, Ron Continue Reading →
Not many people were in the meeting room. The Heavenly Demon, Sage Demon, and Left Guard were present from the Demon Cult. Elder Ho and the Cleave Saint were there Continue Reading →
Cale buraya gelmek için diğerleriyle birlikte ışınlanmıştı. Bu, haritada gördükleri ‘Nake Dağı’ adlı taş dağdı. Cale, buraya gelmeden önce Taylor’la yaptığı konuşmayı hatırladı. ‘Mm, orada ne işiniz var……?’ Onların uğurladığı Continue Reading →
“Are you OK?” Kim Won, who was walking in the back, asked the female fan who had fallen. He stopped, bent down on his knees, and held out his hand. Continue Reading →
Cale, Ejderha Melezinin titreyen gözlerini metanetli bir ifadeyle gözlemledi. ‘Hiçbir sebebim yok.’ Ejderha Melezinin duygularına sempati duyması için hiçbir nedeni yoktu. Kimin hayatında acıklı hikâyesi yoktu ki? Cale, ilk büyüme Continue Reading →