Saraydan çıkan grup, Simyacıların Çan Kulesine yöneldi. Kendinden emin, görkemli görünüyorlardı ve sanki hiçbir şey onları durduramayacakmış gibiydi. “Aman Tanrım!” Kule Ustasının sağında kendinden emin bir şekilde ata binen kişiyi Continue Reading →
Herkes boş gözlerle önlerindeki manzaraya baktı. Pat! Baam! Pat! ‘Onu iyice dövüyor. Oldukça iyi.’ Bam! Kılıcın kını, önceden vurduğu noktaya ustaca tekrar tekrar vuruyordu. “Ugh!” Dövüldükten sonra Adin’in vücudu kasıldı Continue Reading →
Choi Han, Adin’e doğru yürümeye başladı. “Bir insan nasıl bu kadar hızlı hareket edebilir?!” Şövalyelerden biri şokunu gizleyemedi. Sadece siyah bir bulanıklık görebiliyordu. Her ikisi de siyah aurayla kaplı, bir Continue Reading →
Cale elrejtette a rideg érzést és a remegést, és megkérdezte. – Szóval? Ron már épp újra fel akarta venni a jóságos mosolyát az arcára, miután hallotta, hogy az ő kiskutya Continue Reading →
Ellenben, a kocsi belseje máris kaotikus volt. Cale Neo-ra nézett, akinek a lábai remegtek és magában csettintett a nyelvével. Neo látszólag kétségbeesett volt és tele aggodalommal. A nemesek nagyhányada kaotikusnak Continue Reading →
Cale laid the unconscious child on the bed and the priest started to look after her. “…Uhh… How could it be white magic-” The most flustered person here was the Continue Reading →
آمیرو، که امکان نداشت بدونه کیل داره در مورد چی فکر می‌کنه، تصور کرد که حالت جدی کیل بخاطر اینه که اون آدم دلسوز و باعاطفه‌ایه. اون بعد به صحبت Continue Reading →
در اول، کیل قصد نداشت گرداب رو نابود کنه. اون برنامه داشت از سپر فناناپذیر و حیات قلب استفاده کنه. ’ولی این برای وقتی بود که اژدهای سیاه رو نداشتم.‘ Continue Reading →
« Mais, jeune Maître-nim, qu’en est-il de vos gardes ? J’ai entendu dire que le Vice-Capitaine et les enfants allaient rester dans le Village de Harris pour travailler. » Cale Continue Reading →
“The Flynn Merchant Guild leader is dead. The second child has run away.” Two sentences were enough. – I’ll send people over right away. * * * The capital, Huiss Continue Reading →